Eylül ayı İtalya gezisi için en uygun zaman olabilir.Çünkü çok sıcak günlerde neminde etkisiyle insan yürürken harap oluyor.Bu şekilde düşünerek 1-10 Eylül arası İtalya gezimizi planladık.4 arkadaş Sabiha Gökçen hava limanından Pegasus havayolu ile uçtuk.
Bizim şehir planlarımız biraz karmaşık oldu.Sebebiyse danıştığımız bir tur firmasıydı.(Ah Erkannnn)Bologna dan Floransaya geçip,Venedik,Sonra Roma yaptık.
Sonra anladık ki bize inanılmaz saçma bir tur planlamış sırf daha ucuz olsun diye şehir arası ulaşımla bize aynı fiyata gelecekti ama biz o sıra Leyla gibiydik her şeye okey dedik.
Doğru Sıralama Roma-Floransa-Venedik olmalıydı.Siz o şekilde planlayın.
Normalde 1-2-3 yazdığım şekilde gitmeliydik. Ama biz o çizgideki gibi dolandık durduk.
İlk Gün:Eğer Floransa Venedik gezicekseniz bu rota sizin için oldukça uygun!
Sabiha'dan 14.15 de uçuşumuz vardı,Pegasus sağolsun yine rötarla yaklaşık 15,30 de uçağa bindik.2 saat 45 dakika süren yolculuğumuzdan sonra indik.
Havalimanından otobüsle tren istasyonuna (5.50Euro) gittik(Staziona Centrale),yaklaşık 35 dakika sürdü,oradan Firenze (S.M.N)e bilet aldık.
10 -25 Euro arası değişiyor fiyatları,gittiğiniz saat ve hız oranına göre değişiyor.
Saat ve ücret detaylarına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz,önceden satın alınabilir.Fakat gördüğüm çoğu kişi önceden alıp kaçırıyor,bu yüzden ya tahmininizden 1-2 saat ileriye bilet alın ya da bırakın orda ki makinelerden alın.
Sonra Firenze(Türklere göre Floransa) merkezi tren istasyonunda inip kalacağımız otele gidecek otobüsü beklemeye koyulduk.
Meğer yanlış yönde bekliyormuşuz,Bileti bu arada şoförden alabiliyorsunuz,bilet aldıktan sonra Otel çıktısını aldığımız sayfayı şoföre gösterdik.
Otobüs şoförü noooo diyip diğer tarafı tarif etti.Beklememiz gereken nur topu gibi +40 dkmız daha oldu.Saat 22.45 i bulmuştu.Otobüs geldi.Bindik,oldukça dar sokaklardan dünyanın en korkunç hosteline gittik.
Saat 23.45 de otelin giriş kapısını gördük,Evet ismi yazıyordu kapının üstünde fakat ilerde hiç bir yerleşim yeri yoktu.
Issız bir sokak düşünün.Etraf orman ve dikkat vahşi hayvan çıkabilir levhaları dolu. Napalım napacağımız derken o saatte sokakta kalma gibi bir durumumuz olmayacağı için yürüyüp yolun sonunu görmeye koyulduk,ışıklandırma yok.Etraftan bir ses duyduk bize doğru koşuşan,geyiğin teki çıktı ormandan.Biz zaten şok,tırs tırs olduk.Dedim ki yapıcak bişey yok ben yürücem,Aslı çıktı ben de geliyorum,diğer ikisi napsın dursa ormanın içi bari hareket edip çıkış yolu bulabiliriz diye arkamızdan devam ettiler.
Yaklaşık 15 dakika ormanda yürüdükten sonra oteli sonunda bulduk.Derin bir oh çekerken,4 kızın orada olduğunu gören otelin garip misafirleri hepsi birden bize bakıyordu.Buradan ölmeden çıkarsak,çok şanslıyız dedik ve şanslıymışız.
Sabah dayak yemiş gibi uyandıktan sonra ikinci güne yola koyulmak için otelin lobisine indik. Birden 20-30 kişi bir kağıda bir şeyler yazıyor,yoklama alındı imzalar atıldı,büyük ihtimal ya yurt olarak kullanılan bir yere gitmişiz, ya da toplama kampı :)
Otelin linkini atıyorum.Sakin yanılıp ta rezervasyon yaptırmayın.
İşte o yer ;
Hostel Villa Camerata
Ah o koltukların dili olsada konuşsa |
Sonrasında orda tanıştığımız Angelo bize gitmemiz gereken yerleri gösteren bir harita paylaştı.Kendisi sokak ressamıymış,gitti üşenmeden çizim defterini getirdi ve göstermeye başladı,bize gösterdiği yabancı ünlüleri biz dalgasına türkiyeden bazı sanatçılara benzettik.
Adam Britney Spears'i gösteriyor,biz aa bu Seda Sayan mı diyoruz.Adam oo Who's Seda Sayan diyor ve tabi orda kopuyoruz.Sedoşş kızzz seni yaban ellerde ünlü ettik.
Seda Spears |
Neyse diğer gün kalkıp kek kahve bişeyler yedikten sonra ,lobideki görevliden yardım alıpotobüse binip merkez tren istasyonun oradan Firenze Katedrale doğru yürüdük.Bizim Floransa'yı keşfetmemiz için bir günümüz vardı.
Merkezi Tren İstasyonundan Michalengelo tepesine uzanan rotamız |
Sonrasında planlamadan devam ettik Ufizzi'den Signoria Meydanı yol zaten sizi götürüyor.Sokaklar harika!
Ponte vechio köprüsüne geçtik,üzerinde kuyumcular var,tabi bizi ilgilendiren tarihi yapısı ve manzarası oradan geçerken biraz dikkatli olmakta fayda var,çok kalabalık ve insanlarla dip dibe devam ediyorsunuz.
Sonrasında Meşhur Michelengielo tepesine çıkalım dedim.Tabana kuvvet basamaklar yürü yürü bitmedi diye düşünürken o manzarayı görünce yorgunluğumuzu unuttuk.
Kalabalığın arasına karıştık,oturup tanımadığımız dilini bilmediğimiz insanlarla ortak şarkı söyledik.Harika bir atmosferdi,benim için unutulmaz bir anıydı.Arkadaşımın İtalyan polisleri görünce açık kalan ağzını kapatıp son otobüsle merkeze dönmeye karar verdik.Otobüs otobüs değil deliler yurdu orada ki grupta başladı şarkı söylemeye,melodisine aşina olduğumuz şarkılarda bizde oynadık.Hatta videolarımızı çektiler.
Otele dönüş yolumuz ,bir önceki günün aksine korkuyla değil,muhteşem bir günün tatlı yorgunluğuylaydı.O karanlık yol bizim kabusumuz değildi artık.
O günle birlikte en korkutucu duyguların bile hızlıca yok olabileceğini de gözlemlemiş olduk.Floransanın Bana Katkısı:
- Gelişmek için illa dikine binalar dikmek zorunda olmadığımızı,(Adamlar aşmış,biz tarihi eser görsek asfaltla kapatırız,yıllar önceden kalan tüm kültürel mirası korumuşlar)
- Çok alakasız alanlarda otobüsle ayakta ilerlerken birden bir şarkı eşlik etmenle yaşadığın an en unutulmaz anların olabileceğini,
- En çıkmaz sokak dediğiniz anlarda kaydırakla kayıyor gibi bir eğlenceye çıkabileceğini öğrendim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder